13 Haziran 2015 Cumartesi

NEREDEYDİ BU DERSENİZ...

Selam!!! ne kadar da uzun zaman olmuş yazmayalı. Bloğuma göz atınca kendimi ıssız bir çölde gibi hissettim oysa ne de güzel şeyler yaşadım bu zaman zarfında neden yazmamışım ben de şaşkınım :). Şimdi başlıyorum anlatmaya, fırsatını buldukça soluğu deniz kıyısında aldım elbette tek başıma değil ailemle. Bazen  aynı şeylerden zevk alabiliyor olmamız çok hoş bunu pek sık yakalayamıyoruz :)...



Böyle pozlar verirken kendimi çok komik hissetsem de soonuçtan memnunum :). Bunu yapanın bir tek ben olmadığımı da biliyorum.



Bu zaman zarfında elbette örgüye bol bol vakit ayırdım. Bir kaç iş denemem oldu fakat sonları aynıydı ben hala evdeyim. :) Bunu pes ettiğim manasında söylemedim tabii eninde sonunda birinin işine yarayacağımı umuyorum. bu bez bebeğin hikayesini instagram hesabımda da anlattım. 16 yıl önce aile dostumuz İnci teyzenin koleksiyonundan bir parça. onun o mükemmel odası halen aklımda. kalpli olan örgümse bir kırlent olup evimizin başköşesine yerleşti.



Boyama kitaplarına karşı oldum olası ilgiliyim bu da benim için bir başlangıç olan uyku kaçınca :) Rengarenk kalemlerim beni ilkokul yıllarıma geri götürüyor. Boyadıkça, renkleri birbirine uydurdukça huzuru hissediyorum. Böyle şeyleri kim buluyorsa ne güzel yapıyor. :)



Örgüyle olan münasebetim malum. İnstagramdan da olabildiğince örgüsever takip etmeye çalışıyorum. Bursa' da çok güzel bir etkinliğe imza atan sevgili Busem e teşekkürlerimi bir kez de buradan iletmek istiyorum. Çok güzel, sıcacık bir ortamda, birbirinden tatlı hanımlarla geçirdiğim o iki saat öyle güzeldi ki anlatamam. Bir sonrakinde muhakkak yerimi alacağım. 




Fırsatını buldukça kaçtığım deniz kenarından topladığım sarı çiçeklerin bana yaşattığı görsel şölen ve tüm evi saran kokusu  halan aklımda. Bir an önce kendimi yine kırlara, çimlere, sahillere atıp doğaya dokunmak için can atıyorum. 



Vee Uludağ' dan eşşiz bir görüntü daha. Bursa' da yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu unutuyorum. Denizi, dağı ve iç açan havası beni kendisine bağlıyor. Denize varmadan önce aşmam gereken tepeler bile yetecekken saymakla bitmeyecek bitkiye ev sahipliği yapan Uludağ ile vazgeçilmez bu şehir. Aslına bakılırsa sadece suyu bile yeter. :) 





Elimden son çıkanlar bunlar oldu. Hangimiz iş eğitimi dersinde makrome ile saksılık yapmadık ki? :) Bunu ne yapsam? dediğim ufak bir halka şu an bakmaya kıyamayacağım bir çerçeveye dönüştü. Kuzumu da unutmadım ona da renkli, neşeli bir çantacık yapıverdim.



Farkındayım o kadar çok ben, ben, ben dedim ki, bazen içinizden ''hep mi sen be kadın!?'' demiş olabilirsiniz. :) Ben tüm bunlarla uğraşırken küçük meleğim de koca bir seneyi devirdi kepler de takarmış cimcimem. Şimdilik kafanızı şişireceklerim bu kadardı. Umarım kendime verdiğim sözlere karşı daha duyarlı olur sık sık yazarım. 

Hep mutlu kalalım...

3 Şubat 2015 Salı

Çok mu çok basit iğnelik yapımı

Merhaba...

Bir günde iki post yayınlıyorum bunu ben de garipsedim. Ama güzel bir şey yaptım ve bunu paylaşmak istiyorum. İğnelerle oldukça haşır neşirim ve hep koltuk köşelerindeler. Yıllardır aklımda bir iğnelik yapmak fakat en iyisini yapmak istediğim için hep sonraya bıraktım.

Nasipse bu güneymiş.


Ben bunu çok sevdim bir kaç renk daha yapmayı planlıyorum. Çok çabuk bitmesi de gönlümü çelmedi değil.





Sihirli halka ile başlayıp 13 trabzan yapıyoruz.


İstenilen boyutta büyütüyoruz ben 5 sıra yaptım.


Aynı ölçülerde bir başka parça daha yapıyoruz.


Farklı bir renkle sık ine ile iki parçayı düz kısımları dışa gelecek şekilde birleştirmeye başlıyoruz.




Büyük kısmını birleştirdikten sonra içerisine elyaf dolduruyoruz ve kapatıyoruz.


Kapatma işleminden sonra böyle gözükecek. Kenar süslemesi için istediğiniz modeli tercih edebilirsiniz ben pek fazla model bilmiyorum aynı yuvaya 3 trabzan ve 3 zincir çekip batıyorum, 3 yuva atlayıp işlemi tekrarlıyorum.


İşte böyle oluyor.



Son olarak kenar kısmında kullandığımız ip ile ortadan başlayıp çiçeğe benzeyecek şekilde iple bölüyoruz. Orta kısmına bir düğme ve herhangi bir yerine askı ipi yapıp tamamlıyoruz.

Çok basit bir model.

Mutlu Kalın...

Evde ne varsa onu değerlendirmeli

Selam!

Zor günler geçiriyorum ondan bu elinde işi olmayan halim. Sağlıktan ötesi gerçekten mühim değil.

Pinterest i duymayan kalmamıştır sanırım. Öyle güzel fikirler var ki hangisini yapsa bilemiyor insan.

Dediğim gibi sorunlarım var yoksa vuhuu neler neler yapacağım.

Uzun zamandır çekmecede duran sevimli düğmelerim vardı ahşap görünümlüler ama aslında plastikler desenlerine vurulup ne yapacağımı bilmeden almıştım.

Bir bileklik gördüm ve hemen yapmaya karar verdim o sıra lodos Bursa yı esir almış vaziyetteydi.


İnstagram hesabımda da belirttiğim gibi bu bahsi geçen minerva nın eli :)

Şu paketleme iplerine hastayım sepetlerimin bir kaçı da bundan şimdi de bileklik oldu bana.

Bileğimin ölçüsünde zincir çekip sık iğne ile 3 sıra ördüm sonra üzerine düğmelerimi diktim. Uç kısımlarına da bir çıt çıt oldu bitti çok sevdim. :)



Ruh halimin taşa yansıması bu da :) gülümserken hüznünü gösteren çilli taş.

Mutlu ve en önemlisi sağlıklı kalın...

31 Ocak 2015 Cumartesi

Şu Çılgın Tempo

Uzun zamandır her gün kendime söz veriyorum bugün bir post yayınlacağım diye ama nafile açıp bakıyorum o da bana bakıyor. Romantiğiz bakışıyoruz öyle :)

Öyle yoğundum ki kelimeleri toparlayamadım kafamda, gören de neler başarıyor bu diyecek yaptığım bir şey de yok halbuki.

Bir sınav dönemi atlattım örgülerime ara verdim çok özleştik ve nihayet kavuştuk.

Elbette boyalarımı da özledim kağıtlarım da aklımda. Eğer her gördüğünü yapmaya çalışan biriyseniz kendinizi dünyayı kurtarıyormuş gibi hissedebilirsiniz.

Bu uzun süreç içerisinde yaptıklarımdan bir demeç sunacağım ve bu sefer kendime değil ortaya söz veriyorum sık sık yazacağım. :)

 Sınav döneminden neşeli bir kare :) hatta aklımdan geçenlerden biri de şu oldu,
''ördüklerimizi göstersek kanaatle geçirirler mi ki?''



Uzun zamandır görüp yapmak istediğim tutacakları da yaptım :) pek keyifli yapımı oldukça da basit her rengini yapmak istiyorum ama yarım işim çok beklemek durumundalar.




Sert dokulu ve kalın iple sepetler yaptım. Bir miktar seriye bağladığım doğrudur :) Ahh bu ben yeni denediğim şeyleri üst üste yapmaktan keyif alıyorum işte.

Bu şeker renklerdeki battaniyem ise yeni gözdelerimden, bekleyen iki battaniye varken bu üçüncü oldu. Aramızda kalsın başlamak istediğim bir battaniye daha var aklımda.





Ve taşlarım :) hepsi ile ayrı bir bağım var. Aslında amacım onları hediye etmekti ama ayrılamıyorum.





Hani şu yazamadığım dönem var ya işte bu kirpiler ayrı kaldığım zaman katıldığım bir workshoptan bana kalanlar. Elbette bunlar işin maddesel yanları çok çok tatlı insanlar ile beraber oldukça keyifli bir gün geçirdim.

Camiamıza katılan taze erkeğimiz henüz ortalarda yokken battaniyesi onu beklemeye başlamıştı.

Ve sevgili smilena ile güzel bir çarşı turu atıp alışveriş yaptım elbette onun tavsiyeleriyle kırmızı masa örtüsü ve emaye kupa aldım. Birazcık da ip ama çok azcık :P



Geçtiğimiz haftalarda da güzelim balıkçı kasabası Gölyazı yı gezme fırsatım oldu. Daha önce neden gitmemişim anlayamadım öyle güzeldi ki en kısa zaman da tekrar gideceğim.

Bu fotoğraf ise benim elimden çıktığına inanamadığım güzellikte :) ben bile inanamıyorum.

Mutlu haftasonları!!